Düğünde eğlenmenin hükmü nedir?

Paylaş

Görüntüleme : 1874
  • Düğünde eğlenmenin hükmü nedir?


    Cevap:

    İslam dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlâk ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslam’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddi/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mubah gördüğü gibi, ruhi-manevî, bedîî- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mubah görmüştür. Burada düğünlerde müzikli eğlence yapmanın sakıncalı olup olmadığı akla gelmektedir. Kur’an ve sünnette de müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkâr olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki kız çocuğunu yadırgayanları “Bırakın bu gün bayramdır.” diyerek uyarmıştır (Müslim, Îydeyn, 4). Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: “Benim yanımda iki kız çocuğu, Buas savaşı ile ilgili hamâsî ezgiler söylerken Resûlullah (s.a.s.) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi, derken babam Ebu Bekir (r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve ‘Resûlullah’ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), ona yönelip ‘Bırak onları (söylesinler!)’ buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben çocuklara göz işareti yaptım, kalkıp gittiler.” (Buhari, Îydeyn, 2) Diğer bir rivayette Hz. Âişe (r.a.) der ki: “Bir bayram günüydü. Habeşliler, mescitte kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resûlullah’tan (s.a.s.) talep etmiştim yoksa o mu dedi, bilemiyorum; - Seyretmek ister misin? buyurdular. Ben de, - Tabii! dedim. Kalktı, beni arkasına aldı, yanağım yanağına yakın halde durduk. - Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)! diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. (Usandığımı fark edince), - Yeter mi? buyurdular. Ben, - Evet! dedim.